ABD çekilirken! (1)Son günlerde Türkiye’de hem iç politika hem de dış politika alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler büyük başarılar olarak lanse ediliyor. Türkiye’nin dış politikada oyun kurucu olduğu söyleniyor. Gerçekten durum öyle mi, yoksa bu gelişmelerin altında yatan başka nedenler mi var? Bu gelişmelere farklı açılardan baktığımızda ya da resmin tamamını görebildiğimizde yine aynı şeyleri söyleyebilir miyiz? Acaba iktidar resmin ne kadarını görüyor? Sadece görmek istediğini mi yoksa kendisine gösterilen kadarını mı görüyor? ABD için ‘daha az aktif dış politika’ seçeneği! Foreign Affairs dergisinin Ocak/Şubat 2013 tarihli sayısında bir makale dikkatimi çekti. Gerçi aynı konunun değişik boyutları dergideki diğer makalelerde de yer almıştı. Dergiden bahsederken bu ve buna benzer yayınları ve fikirlerini bizimle paylaşma inceliğini gösteren Sayın Yalçın KÜÇÜK hocama bu vesileyle şükranlarımı sunarım. Söz konusu makale yukarıda belirttiğim derginin 116 -128. sayfaları arasında yer alıyor ve Barry R. Posen tarafından yazılmış. Makalenin başlığı; Pull Back: The Case for a Less Activist Foreign Policy (Geri Çekme: Daha Az Aktif Bir Dış Politika İçin Durum). Makalede kısaca ABD’nin içinde bulunduğu ekonomik durum, ABD’ye yönelik tehdit, savunma harcamaları, ABD için kritik bölgeler, ülkeler, müttefiklerinin durumu, ABD’nin yükümlülükleri vb. konular inceleniyor. Sonuçta ABD’nin daha az aktif ve taahhütlerini azaltan bir dış politika uygulaması öngörülüyor. Posen : ABD geri çekilmeli! Bunun için de kritik bölgeler dışındaki hava ve deniz üsleri hariç dünyanın çeşitli bölgelerinde konuşlu ABD Silahlı Kuvvetleri unsurlarının (başta Kara Kuvvetleri biriliklerinin tamamına yakını olmak üzere) ABD’ye çekilmesi gerektiği belirtiliyor. ABD’nin NATO’nun askeri kanadından çekilerek daha önce olduğu gibi NATO’nun siyasi kanadında yer almasını, NATO’nun komuta yapısını Avrupalılara terk etmesini, bu yapının (NATO’nun askeri yapısının) devam edip etmemesi konusuna Avrupalıların karar vermesini söylüyor. Buna gerekçe olarak da ABD’deki ekonomik sorunlar ve ABD’nin aşırı taahhüt altına girmiş olduğunu, müttefiklerinin yükün büyük kısmını ABD’nin üzerine bırakmasını gösteriyor. Ayrıca müttefiklerini de gelişen durum çerçevesinde yeniden belirlemesi gerektiğini ifade ediyor. ABD’nin geri çekilme hazırlıkları! Böyle bir şey gerçekleşebilir mi? Eğer bu gerçekleşirse ABD ve müttefiklerinin güvenliği, ekonomik durumu, refahı nasıl etkilenir? ABD ve müttefikleri üstünlüklerini, hâkimiyetlerini kaybeder mi? ABD’nin NATO’nun komuta yapısından (askeri kanadından) ayrılması sonrasında Avrupa devletleri bu yapıyı (askeri yapı) devam ettirebilirler mi? ABD’nin bundan sonraki müttefikleri kimler olabilir? Türkiye NATO’nun komuta yapısında kalmaya devam edebilir mi? Yoksa Türkiye’ye NATO’nun askeri yapısında daha çok mu ihtiyaç duyulur? Bu soruların cevapları değişkenlik gösterebilir. Baktığımız yere göre cevaplar değişebilir. Ya da bunlar bazılarına çok saçma gelebilir. Ben bu makaleyi okuduğum zaman, dünya ve bölgemizde (hatta ülkemizde) meydana gelen gelişmeleri de dikkate aldığımda, bu makaledeki kadar olmasa da ABD’nin buna benzer bazı hazırlıkları olduğunu görmekteyim. Bunlardan bir kısmının; Ortadoğu bölgesindeki ve Afganistan’daki faaliyetleri ve ABD’nin Almanya’da bulunan Avrupa Komutanlığı ile Afrika Komutanlığının ABD’ye çekilmesi konusunda devam eden tartışmalar olduğunu söyleyebiliriz. Ortadoğu’ya ‘mayın’ döşeyerek çekilme! Geleceğe dair spekülasyonlar yapmanın yanlışlığı ve geleceğe yönelik iddialı tahminlerde bulunmanın insanı utandırabileceğini biliyorum. Ama geçmişte dünyada ve bölgemizde (hatta ülkemizde) yaşananlara baktığımızda olabilecekleri tahmin etmenin hiç de zor olmadığını görebiliriz. Ortadoğu’da ve ülkemizde meydana gelen gelişmeleri yukarıda belirttiğim hususlar çerçevesinde incelediğimizde bunların nedenlerini, niçinlerini yerli yerine oturtmak ve olan biteni kavramanın daha kolay olabileceğini söyleyebilirim. Ortadoğu’ya baktığımızda ABD’nin bu bölgedeki müttefiklerini belirlediğini görüyoruz. Bunların; İsrail, Türkiye, Kürtler, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde ve bölgemizde son günlerde yaşanan olayları bu bağlamda analiz ettiğimizde; ABD’nin bölgeden çekilmeden önce; İsrail’in güvenliğini sağlayacak, İran’ı yalnızlaştıracak, İran-Suriye-Lübnan (Hizbullah)-Hamas ittifakını kıracak, Şii ağırlıklı bir yönetimi olan Irak’ın karşısına Sunni ağırlıklı bir yönetimi olacak Suriye’yi (Federasyon olabilir) koyacak, üç parçadaki Kürtleri Türkiye’nin hamiliğine verecek, Körfez bölgesindeki İran nüfuzunu kıracak, bölgedeki petrol ve doğalgazın batıya kesintisiz akışını emniyete alacak bir düzen veya denge tesis etmeye çalıştığını görüyoruz. Peki bizi bu kanıya götüren gelişmeler neler, onlara da bir sonraki yazımda değineceğim. İsmail Hakkı PEKİN - 03 Nisan 2013 - Aydınlık dunya48.com HTML Comment Box is loading comments...
|